Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayat bir savaştı, değerlerini koruma, sevdiklerini yaşatma, karakterine sahip çıkma savaşı.
Yolun kenarında durup lüks faytonlardan inenlere baktı Ülkü. Hepsinin parası vardı... peki ya amacı?
Reklam
Sevgide buluşabilenler konuşmadan anlaşırlardı.
Akıl deneyimlere eremediğinde , zihin yaşanmışlıkların içindeki anlamları bulamadığında yazmalı insan…
Önyargı düşüncenin en büyük hastalığıdır.
Nihayet anlamışlardı. İnsan doğulmaz, insan olunurdu.
Reklam
Etkisi gerçek olan biri hayatımıza girdiğinde tüm duygularda bir devrim gerçekleşirdi. Aşk en büyük duygu devrimi değil miydi?
“Dönüp duran, kendini tekrarlayan bir düzen içinde kaybolmuş ruhlar.”
Sayfa 108
Ve anda kayboldu. Her kendine varışın anda kaybolmalarla başladığını düşünmeden. İnsanın ancak kaybolmalarının bittiği yerde kendiyle bulunabildiğini bilmeden.
Aslında aynı soydan geldiklerimizle değil, aynı soruları sorduğumuz insanlarla birdik.
Reklam
Özentilik, kıyafette, görüntüde değil, çelinen akılların değerlere sahip çıkamayan güçsüzlüğündeydi. Kendi köklerinin kıymetini bilmeyenler kendi özgüçlerini de işleyemezlerdi.
Korumaya başladığın her şey sen koruduğun için var olurlar…
Bugün Amerika’nın üst düzey savunma ve uzay çalışanları kuantum bilgisayarlarıyla üçboyutlu işlemler yapıyorken yani hologramik bir teknolojinin içinde üçboyutlu bir sistemle olasılıkları hesaplayabiliyorlarken, biz, gelişmemiş ülkeler, dokunmatik telefonlarımızla oldukça mutluyuz, çünkü kapasitemiz bu kadar aslında. Kapasiten arttıkça, her şeyin gelişir, çünkü yönetilen değil üreten olursun. Üreteni yönetemezler!”
Please take me to the West End Theatre.
Unutma! Ne olduğunu bilme savaşındasın. Korkma! Vazgeçmezsen başaracaksın. Bil! Yarattığın etkinin tepkisini deneyimlemek için burdasın. Çünkü..... Etkinin tepkisidir hayat.
Sayfa 302 - EverestKitabı okudu
Hayat ne tuhaftı, bize zarar veren şeyler, aynı zamanda huzur bulduğumuz tek şey olabiliyordu...
Sayfa 209 - EverestKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.